Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 26.01.2024
Düşünen kişinin kendisi ve varlık hakkındaki sorularına verebildiği veya bulabildiği yanıtlar, onun bu dünyadaki yaşam biçimini etkiler. Bu temel sorulardan bir bölümü şöyledir: Ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Neden dünyaya geldim? Gelmemek imkânım var mıydı? Doğmadan önce var mıydım? Varsam neredeydim? Ben yaratıldım mı? Kim yarattı? Ben yaratılmışsam bir yaratılış amacım var mı, varsa nedir? Yoksa öylesine mi var oldum? Ölümden sonra hayat var mı? Varsa nasıl, yoksa bu aradaki dönemin ne anlamı var? Bir yaratıcı var mı? Yaratıcı, evreni yaratmadan ne yapıyordu? Her durumda öleceksem hatta yaşlanarak ve kötü durumlara düşebilme ihtimaliyle yaşayacak ve öleceksem yaşam, yaşamaya değer mi?
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 02.01.2024
Dinlerken haberleri asabım bozuluyor
Titreyen bir çocuğu saramazken kollarım
Öfkem güç olsun diye sesli ağlamıyorum
Rim ölmesin sonra ben boş beşiği sallarım.
Tek kanatlı tüm kuşlar gelip konar avcuma
En güzel cümlelerle ellerimi açarım
Gösterip mavi göğü, en güzel yaylamızı
‘Gidin!’ derim gitmezler, durup şaşkın bakarım.
Herkesin görüşleri varmış anlatılacak
Bende cevapsız kaldı kimdeymiş mavi boncuk
Her söz fazla geliyor şimdi dudaklarıma
Yandım! İki çocuğu kucaklamış bir çocuk.
Ölüm yağarken gökten, sözler anlamsız kalır
Gönül ağrılarımdan söz edemem hekime
Ar ederim ‘Gülmeyi unuttum!’ demekten ben
Mazlumlar neden yanar zalimlerin yerine.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 29.12.2023
İnsanın ‘dünyanın geçici bir sınanma yeri’ olduğunu unutması, gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemesi gibidir. Geri kalan tüm değerlendirmeleri de bu yanlış üzerine yapılandıracağından yanlış olacaktır. Her insana da bir gün ‘İçinizden ayetlerimi size anlatan ve bugün ile karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?’ (En’am 6/130) denilecektir. Çünkü insana ‘beşerden elçi, kitaptan elçi, evrendeki olay ve durumlardan elçi, her gün biraz daha ağaran saçları, yıpranan bedeni gibi kendi fiziksel varlığından elçi, yerlere ve göklere ait varlıkların yasalarından elçiler’ sürekli gelmiştir. Ancak insanın kendisini doğru yola yönlendirmesi için önüne serilen ayetler karşısındaki tavrı ise ‘Göklerde ve yerde nice ayetler vardır, onlar bunların yanından yüz çevirerek çekip gitmektedirler.’ (Yusuf 12/105) şeklinde betimlenmektedir. İnsanların çoğu, kendilerine sunulan tüm bu uyarıcı ayetler üzerinde düşünmeden; bu ayetlerin hangi sözü insanın ruhuna, kalbine, aklına, duygularına fısıldadığına kulak vermeden yaşamayı daha çok tercih etmektedirler.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 13.12.2023
Ucuz Adam
Önde giden arabanın ardından yavaş yavaş sanki onu izler gibi gidiyordum. Acelem yoktu. Arabanın radyosunu açtım, kısa süre haber dinledikten sonra duyduğum haberlere dayanma gücümün kalmadığını düşünerek kanalı değiştirdim. Bizim oralardan bir türkü çalıyordu. Ben de koşuldum türküye. Sağımda bakımlı büyük bir park, solumda dört-beş katlı evler, ortada benim gitmekte olduğum geniş, düzgün, bakımlı yol. Araçları yavaşlatmak amacıyla yerleştirilmiş iki setten başka yolun üzerinde hiçbir girinti-çıkıntı yoktu.
Oldum olası sağında solunda ağaçlar, çiçekler bulunan yolları sevmişimdir. Yavaş yavaş gidişim belki de duygularıma iyi gelen bu görsel güzelliğin tadına daha çok varmak isteğindendi. Önümdeki arabanın markasına baktım, fiyatını tahmin etmeye çalıştım, yapamadım çünkü bu konuda hiçbir bilgim yoktu ancak epeyce pahalı olduğunu anlayabiliyordum. Arabayı kullanan yandaki camı açtı, arabanın küllüğünü yolun ortasına boşalttı, az sonra içilip buruşturulmuş bir meyve kutusunu ardından da buruşuk bir kâğıt mendili yola fırlattı.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 23.11.2023
MÜSLÜMANLIK BUDUR İŞTE
Ankara'dan Bir İyilik Hareketi
Ağustos ayının ortalarında, bir sabah namazı sonrası, sitenin bahçesindeki mescitten ağır adımlarla evlerine dönen birkaç kişi, korunaklı bir yer olan sitenin bahçesindeki bir ağacın altında bir karaltı fark ettiler. Merakla oraya doğru yöneldiler. Ağacın altında biri uyumaktaydı. Selam vererek seslendiler, uyandırdılar. Yüzünden hırsız veya evsiz olmadığı anlaşılıyordu. Sordular, durumunu öğrendiler. Annesi kanser hastasıymış, sitenin yakınındaki onkoloji hastanesinde tedavi görmekteymiş. Kısa süre yanında kalmış, sonra parası azalana kadar ucuz bir otelde kalmış, daha sonra hastanenin bahçesinde kalmaya başlamış. Ancak oradan da hastane görevlileri, bekçiler dışarıya çıkarınca, o da etrafa bakmış, bu sitenin bahçesini korunaklı bulmuş, bahçesinde bir mescit bulunmasını da burada yaşayanlar iyi insanlardır, diye yorumlayarak içeriye giren birilerinin arasına katılıp o da girmiş bahçeye, birkaç gecedir burada kalıyormuş. Onu dinleyenler, şaşkın bakışlarla birbirlerine bakakalmışlar.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 18.11.2023
1. Vahyin Anlaşılmak Amacı
Tüm insanlığın yaratıcısı olan Allah, Kur’an’da, yarattığı insanlara ilahî bilgiyi göndermesiyle ilgili bize şu dört ayetle dört önemli açıklama yapmaktadır:
1. ‘Biz elçi göndermedik hiçbir toplum bırakmadık.’ (Fatır 35/24)
2. ‘Biz her elçiyi kendi toplumunun diliyle gönderdik.’ (İbrahim 14/4)
3. ‘Rabbin, başkentlerine ayetlerimizi okuyacak bir elçi göndermedikçe, onları helâk etmiş değildir.’ (Kasas 28/59)
4. ‘Eğer biz bu Kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik onlar kesinlikle, “Ayetlerinin açıklanması gerekmez miydi? Bir Arap'a yabancı bir dille söylenir mi?” diyeceklerdi.’ (Fussilet 41/44)
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.11.2023
Ecel Nedir: Allah tarafından, yaratılmış her varlık için önceden belirlenmiş yaşam süresi ve bu sürenin sonudur. Bu sözcük aynı zamanda, Allah'ın nesneleri ve olayları özellikle sorumluluk doğuran eylemleri, zamanı gelince yaratması anlamında da kullanılır.
Kur’an’da Ecel Sözcüğünün Kullanıldığı Anlamlar: Bu sözcük Kur’an’da türevleriyle birlikte elli beş kez yer almıştır. Ayetlerde ‘ecel’ sözlük anlamına uygun şekilde; bir sürenin sonu (Bakara 2/231, 232), borcun ödenme zamanı (Bakara 2/282), doğum vakti (Hac 22/5),ölüm vakti (Aʿrâf 6/34), belirlenmiş ve geçerli süre (Kasas 28/28), kâfirlerin helâk zamanı (Aʿrâf 6/185), boşanan kadının bekleme süresi (Bakara 2/231), azap ve yaptırım uygulama anı (Nûh 71/4) anlamlarında kullanılmıştır.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 25.10.2023
Yedi iklim üç kıtada
Yurdu talan edilmiş bir annenin çığlığıdır bu!
Dokuz davul dokuz yerde vurunca
Dokuz tuğ dikilince dokuz yere
Bilesin ki ayağa kalkmışımdır o zaman
Bilesin ki zulmün başı bedenine fazladır
Erdem çağının en soylu başı, baş olur başımıza…
Ama sen düştüğün ihanet kuyularında
Arama sakın beni!
Karıştı duygularım
Bir kıyamet sahnesi mi bu?
Her canlının kökünün kazındığı bu yerde!
‘Kimin başına kopacak bu kıyamet?’ deme!
Kimin başına kopacağı belli, düşmanın, koptu da!
Ancak bil ki yaptığın yanlışlarının
Ve yapman gerekirken yapmadıklarının
Bu kaygısızlığının, bilinçsizliğinin
Ateşi dokunacaktır sana da!
Ve senin
Yüreğin işgal edilmeseydi
İşgal edilebilir miydi yurtlarımız?
Sırt sırta savaşsaydık
Koymasaydın beni tek başıma yedi düvele karşı…
Yoksa düşman hançeriyle ölmezdim ben
Sen çağırmasaydın Haçlıyı Medine’ye
Çiğnetmeseydin harimi ismetimizi İngiliz’e
Ağlamazdı bugün mazlumlar ‘Kimse yok mu?’ diye!