Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 23.03.2023
Asalak: Bir canlının üzerinde ya da içinde, sürekli ya da geçici olarak yaşayan, ondan beslenen başka canlıdır. Asalağın üzerinde yaşayıp beslendiği canlıya zarar vermesi nedeniyle bu sözcük, deyim olarak ‘başkalarının sırtından geçinmeyi alışkanlık edinmiş kimse’ karşılığında kullanılmaktadır. Bu anlamda asalak; kendine ait olmayanı, emek vermediğini, üretmediğini, kendisininmiş gibi kullanıp tüketen; bu yaptığının anasının ak sütü gibi kendisine helal olduğunu sanan kimsedir.
Asalaklık: Asalak olma durumudur. Bu durumu, ağaçların asalakları üzerinden açıklamak mümkündür. Ağaçların kökü derinlerdedir; kökleri yoluyla topraktan, sudan, dalları yoluyla güneşten aldıklarıyla ağaç kendini besler, yaprağını varsa meyvesini üretir. Ağaçlara musallat olan asalaklar ise ağacın dallarına postu serer ne kökü vardır ne gövdesi vardır. Beslenmek için kök salmak, dal-budak uzatmak zahmetine katlanmaz. Ağacın dalında, ağacın iliğini, özünü sömürerek yaşar. Hatta öyle yaşar ki ağaç dinlenmek için yapraklarını döktüğünde, asalak onu sömürmeye devam ederek köksüz ve gövdesiz olduğu halde yemyeşil kalabilir. Asalağın canlılığı ağaca bağlı olsa bile yaşadığı süre boyunca sömürdüğü ağaçtan daha canlı, daha güçlü, daha parlak görünür. Tıpkı tüm asalaklar gibi…
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 08.03.2023
Bir depremzede aileyi ziyarete gittik. Daha sonra ziyaret ettiğimiz evi, içine yerleşen depremzede aileye kirasız veren Ayla’yı, ablası Ayça’yı ve babasını ziyaret ettik.
Ayla benim fakülteden otuz yıllık arkadaşım. Hâl hatır sorduktan sonra Ayça bize yanında kurabiyeyle çay ikram ederken o da yanımdaki gençlere uzun uzun babasının ülkemiz, milletimiz, vatanımızla ilgili yaptığı değerlendirmeleri anlattı. Hepimiz, yüreğimizdeki deprem sarsıntılarının üstüne acı sos gibi bunları da dinledik.
Şöyle diyordu Ayla:
Deprem sabahı, babam, sanki bir devlet başkanıymış gibi bize: ‘Tüm gücünüzle, tüm imkânınızla devletimizin, milletimizin yanında olun, yapılacak ne varsa maddi-manevi omuz verin.’ dedi. Biz kendi aramızda ne yapabileceğimizi düşünürken babam: ‘Devlet, sıfırların başındaki 1 gibidir, 1 giderse sıfırların anlamı kalmaz, yok olur gider. Türkiye, bütün Türk ve İslam dünyasının hatta bütün mazlum millet ve devletlerin önündeki 1’dir. Bunu hiç unutmayın.’ diyerek bize ‘Hadi, ne yapacaksanız yapın’ diyor, bizi harekete geçirmek istiyordu.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 21.02.2023
Neydi amacın bilmem, neden yıktın yurdumu
Dağ gibi enkazlarda söndü binlerce ocak
Kim silecek gözümü, kim bilecek derdimi
Neyi bassın bağrına yavrusuz kalan kucak.
Boyun devrilsin senin, gelme düşman başına
Defolup yaşatmadın şu gönlüme yasını
Yetim-yoksul demedin, bakmadın göz yaşına
Davacıyım, isterim acımın kısasını.
Demek yanına aldın bildiğin zalimleri
Daha tomurcuk olan çiçeklerimi ezdin
Kol gezerken yurdumda hainlerin timleri
Sen de heyula gibi şehirlerimde gezdin.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 16.02.2023
Yaşadığımız depremin şokunu millet olarak atlatamadan, Z KUŞAĞI deprem için ayaktaydı. Z kuşağı, Çanakkale destanını yazan kahramanların nesli olduklarını, söz konusu vatan ve millet olduğunda her şeyin teferruat olduğunu depremdeki eylemleriyle ortaya koydular.
Milletimizin canı yandığında, gençliğin verdiği güç ve azimle -hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar- derhal kalkıp en önde koşacaklarını, alanda -her şeyi kenara koyarak- birbirlerine kenetleneceklerini gösterdiler.
Kulaklarına okunan ezanın oluşturduğu derin kimliklerinin asla silinmediğini, kim olduklarını bildiklerini ve gerektiği anda üzerlerine serpilen anlamsız tozu toprağı bir üfürüşle yok edeceklerini de ortaya koydular.
Daha ‘Kimse yok mu?’ denilmeden, deprem haberini aldığı anda sağına soluna bakmadan ‘Ben varım! Ben var isem milletim korkmasın! Ben var isem milletim asla umutsuz olmasın! Ben var isem milletimin düşmanları hayal kurmasın! Ben var isem milletim çaremizin tükenmediğini bilsin!’ duygu ve düşüncesiyle harekete geçtiler.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 08.02.2023
Depremin şokundayız.
Millet olarak depremi duyduğumuz ve ekranlarda görüntülerin gösterildiği ilk andan itibaren tam olarak ne yapacağımızı bilememenin, gördüklerimizin dehşetini ve deprem bölgesinin genişliğini algılamakta zorlanmanın sıkıntısını yaşıyoruz. Benzeri asırlardır görülmemiş büyüklükteki bu depremin nedenleri ve sonuçları üzerinde düşünüyor, mümkün-gayrimümkün her türlü nedeni ve her türlü saldırı ihtimalini düşünmeye ve değerlendirmeye çalışıyoruz.
Ülkemizin ve milletimizin düşmanları/düşmanlarımız yıkım görüntülerine sevindi; kimi açıktan sevindi kimi gizlice, bunu biliyoruz. İnsanlığını kaybetmiş bazıları, ekranları dolduran yıkım görüntüleri karşısında o kadar sevinmiş olmalılar ki ‘Tank göndermemize gerek kalmadı’ gibi aşağılık bir cümleye yer vermişler, dünyanın her yerindeki güçsüz ülkelerin varlıklarını çalarak sömüren ve semiren Fransa’nın bir dergisinde.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 29.01.2023
I. BABAMIN HAZIRLADIĞI KAHVALTI
‘Babam, kahvaltısız çıkmama razı olmazdı. İkimiz sabahları evden çok erken çıktığımızdan, ben az daha erken uyanıp kahvaltı etmek istemezdim. Babam, bana termos bardakla çay, yanına da sevdiğim şekilde beyaz peynir, ince dilim domates, biraz marul veya biberle sandviç hazır ederdi. Ben gece geç saatlere kadar ders çalıştığım için uykumu alamamış olarak babamla arabaya bindiğimde, çayla ekmeğimi elime verir, okula gelinceye kadar uyur-uyanık yer-içerdim. Şimdi işyerime gelirken sanki bazen babamın sesi geliyor kulağıma: ‘Hadi yavrum, hadi canım benim az daha ye. Hadi kızım bitir ekmeğini.’ Babamın hep fedakârdı, hepimiz için. Ben de iyi bir evlat olmaya çalışıyorum. Ama biliyorum ki ne yapsam hakkını ödeyemem. Evlilik kararımı verirken de annem ‘Otur, bir de babanla konuş’ dedi. Konuştum babamla uzun uzun. Babam, her sözümü dinledi, değerlendirdi. Sonra şimdiki eşimle tanıştılar. Babam, olumlu görüş belirtti. Sanki sırtımdan koca bir dağ kalktı. O zaman bilmiyordum, anne-babanın çocuklarının sırtından kaldırdıkları her dağı alıp kendi sırtlarına yüklendiklerini. Babam… Canım babam…’
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.01.2023
İslam tarihini bilenler bu tarihin insanlıkla başladığını, kimi zaman birden fazla elçinin aynı veya farklı yerlerde yaşadığını, bu elçilerin dillerinin birbirinden farklı olmasının yaşadıkları zaman-mekân farkı nedeniyle doğal bir durum olduğunu bilirler. Örnek: Aynı anda ayrı yerlerde Hz. İbrahim ve Hz. Lut, Hz. Yakup ve Hz. Yusuf; aynı anda aynı yerde Hz. Musa ve Hz. Harun elçi olarak yaşamışlardır.
Mekân farkı nedeniyle Hz. Yusuf’un vahyi tebliğ için kullandığı dilin, Hz. Yakup’un kullandığı dilden farklı olması doğal bir durumdur. Zaman farkı nedeniyle de Hz. İbrahim’in vahyi tebliğ için kullandığı dilin, Hz. Musa’nın kullandığı dilden farklı olduğu da anlaşılabilir. Kur’an’da kendilerinden söz edilen ve İslam tarihinde hayatları uzun uzun anlatılan İslam’ın dört elçisini bu duruma örnek verebiliriz.
1. Hz. İbrahim: Sümer toplumu içinde doğup büyüyen, Sümerce konuşan, bu nedenle de aldığı vahyi Sümerce iletmiş olması gereken bir elçidir.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 30.12.2022
29/41: مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاء كَمَثَلِ الْعَنكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ Allah'tan başka evliya edinenlerin durumu, kendisine yuva yapan dişi örümceğin durumu gibidir. Oysa yuvaların en gevşeği dişi örümceğin yuvasıdır, keşke bilselerdi!’
Örümcek Türünün Özellikleri
Otuz bin kadar türüyle, örümcekler oldukça geniş bir ailedir. Bu türler arasında farklı özellikler ve farklı yaşam biçimleri de bulunmaktadır. Örümcek türünün hayatı, anne, baba, yavru, kardeş, hemcins ve başkaları arasındaki ölümcül ilişkileri anlatan güzel bir örnektir.
Dişi örümceğin fiziksel yapısı: Dünyanın her yerinde, her ortam ve iklimde yaşayabilirler. Sekiz bacağı vardır ve sürekli salgıladığı ipek ile istediği yere kolayca ulaşabilir. Bazılarının her yönü görebileceği sekiz gözü vardır. Bazısı avı için çok iyi taklit yapar, bazıları da bacaklarındaki tüylerin aracılığı ile avın yaklaştığını çok iyi haber alır.
Erkek örümceğin fiziksel yapısı: Örümcekler, dişilerin erkeklerden daha büyük olduğu azınlıktaki canlı türlerinden biridir. Örnek: Örümceklerin ‘Saatli Karadul’ türünde, dişilerin uzunluğu, erkeklerin uzunluğunun dört katına kadar ulaşabilmektedir.