Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 28.07.2022
Şu an Almanya’dayım ve büyük bir dikkatle her durumu incelemeye, değerlendirmeye, anlamaya çalışıyorum. Çok önceden gelenlerle, üniversite sonrası gelenlerle ve burada doğup büyüyenlerle konuşarak hayata, insana, varlığa, kendilerine, yaşadıkları yere ve Türkiye’ye bakışlarını; sahip oldukları değer yargılarını karşılaştırmaya çalışıyorum. Türkiye’den gelip burada yaşayanların, buradaki soydaşlarımıza ve Almanlara bakış açılarını anlamaya çalışıyorum. Hepsinden çok da artık Türkçeyi zor konuşan yeni kuşağı dinlemeye, bunların gelecekle ilgili düşüncelerini, hayallerini, Türkiye’nin bu düşünce ve hayallerde yer alıp almadığını anlamaya çalışıyorum.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.07.2022
BENİM KOCAM
1. SİZ KİMİN EŞİSİNİZ?-Ankara
Adam yıllardır okuyor, araştırıyor, uğraşıyordu. Bu çabaları elbette fark ediliyor, değerli bulunuyordu. Bilgisi ve gayreti sonucu -esasında çok daha yüksek konumları da hak ettiği halde- çalıştığı kuruma yönetici olarak atanmıştı. Bu da iyi bir görevdi, en azından daha çok tanınmasını sağlayabilirdi. Tanınması da onun araştırmalarının, yazdıklarının ilgi görmesine, okunmasına neden olabilirdi. Karısı, onun bu çalışmalarından pek hoşlanmaz, bunlara ilgi de duymazdı. İlgi duyduğu tek şey, kocasının konumu yükseldikçe artan maaşı ve yeni birileriyle tanışırken kendisi için kullandığı ifade sonrası gördüğü yoğun ilgiydi.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 20.06.2022
Kendi görüşleri takdis edilmiş evrensel doğrular gibi geliyor bazı insanlara. Bu nedenle kendilerinden farklı düşünen kimselere tahammül edemiyorlar. Tahammül bir yana, başka kişilerin nasıl olup da öyle düşünebileceğine bile inanamıyorlar. Çünkü onlara göre kendi görüş ve düşünceleri, insan aklının ulaşması mümkün olan en doğru görüş ve düşüncelerdir.
İçinde yaşadığımız toplum da bu gibi kimseler nedeniyle düşünen beyinleri her anlamda kısıtlıyor, kendisine göre şekillendirmeye çalışıyor hatta insanların neyi nasıl düşünüp, neyi nasıl ifade edeceklerine kadar karışmak hakkını kendisinde görüyor. Düşünen beyinler, yakın veya uzak çevrelerindeki kişilerin, açık veya örtük müdahaleleri, bilinçli veya bilinçsiz baskıları altında kalıyor.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 14.06.2022
Bundan önceki yazımda bir vesile ile ‘hükümlerinin geçtiği yerleri ‘Müslümanlaştıramayanlar’ şeklinde bir tanımlama yapmıştım. Bu yazımda ‘hükmünün geçtiği yeri Müslümanlaştıran’ bir kişiden söz etmek istiyorum.
Kendisini tanımıyorum, görmedim. İş yerine iki, üç kez gittim. Duyduklarımın doğru olup olmadığını görmek istiyordum. Bu kişinin adını kendisinden izin almadığım için burada vermiyor, onu size ‘lokantacı’ olarak tanıtmak istiyorum.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.06.2022
Tarih boyunca düşünen insanlar; ‘İnsan nedir?’, ‘İnsan kimdir?’, ‘İnsan ne değildir?’ soruları üzerinde durmuş ve birtakım tanımlar yapmaya çalışmışlardır. İnsan en çok da kendini tanımlamakta yetersiz kalmıştır. Bu nedenle bu soru, tarihin hiçbir döneminde gündemden düşmemiştir. Müslümanlar ise bu sorulara ek olarak ‘Müslüman kimdir?’ sorusunu gündemlerine almış, Müslüman olmanın ne olduğu ne olmadığı üzerinde çalışmışlardır.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 31.05.2022
- Çin Müslüman olsa…
- Ne güzel olurdu değil mi, koca Çin!
- Milletlere özel din var mıdır hocam?
- Nasıl yani?
- Mesela Hindu dini, Çinli dini, Yahudi dini gibi.
- Esasında Allah katında milli bir din yoktur. Allah elçileri aracılığıyla insanlara gönderdiği dine kendisi bir isim vermiştir; bu dinin adı İslam’dır ve tüm insanlık içindir. Ancak aralarından elçi çıkan toplumlar, ilerleyen zamanlarda farklı nedenlerle vahyedilen dini, kendi toplumlarının gelenekleriyle harmanlayarak millileştirmişlerdir.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 25.05.2022
ORTAÇAĞ KARANLIĞI
Tarih öğretmeni Aylin yine heyecanla anlatıyordu: ‘Çocuklar! Ortaçağ karanlığı’ diyen kişi eğer bir gayrimüslim ise bu onun için kesinlikle doğrudur. Eğer sıradan bir kişiyse kulaktan dolma bilgiyle konuşuyordur. Ancak eğer bir Müslüman-Türk’se kesinlikle yanlış konuşuyordur çünkü Müslüman-Türkler ortaçağ karanlığını hiç yaşamamışlardır. Eğer bu kişi öğretim gördüğü halde böyle diyorsa ‘zihnen’ devşirilmiş ve işgal edilmiştir. Çünkü Ortaçağ, Müslüman-Türkler için medeniyet güneşinin dorukta olduğu bir dönemdir.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 15.05.2022
Hamit Bey, merkeze uzak bir köyde dünyaya gelmiş, okumuş ve öğretmen olmuş, beş çocuklu biriydi. Yaşam öyküsünü özetleyerek şimdi oturduğu eve nasıl sahip olduğunu şöyle anlattı.
- Ben, ailemin en büyük erkek çocuğu ve ilk erkek torunuyum. Bizim köyde bulunan ilkokula mevsimlik öğretmenler gelirdi. Bunlardan biri de beni okuttu. O dönemde köyün muhtarı olan dedemin konuk odasında, köy halkından bir toplulukla otururken öğretmenim Yılmaz Bey, dedeme şöyle dedi:
- Hasan Amca, köydeki bazı çocukları okutmanızı tavsiye ederim. Bunlar zeki, akıllı, anlattığımı hemen kavrayan çocuklar. Bunlar okursa bir meslek sahibi olur, okumazlarsa zekâlarına yazık olur.