Yazarlara Ufak Tefek Hatırlatmalar

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 16.09.2023

Her bilim dalı gibi edebiyat da değişip gelişmektedir. Bu değişimle orantılı olarak zaman zaman yazım ve noktalamayla ilgili bazı değişiklikler de yapılmaktadır. Ülkemizde bu alandaki uzmanların çalışmaları, ortaya koydukları ilke ve kurallar bu konuda yetkili olan Türk Dil Kurumu tarafından duyurulmakta ve eğitim-öğretim de bunlara göre yapılmaktadır.

Sözcüklerin yazımı, noktalama işaretlerinin kullanımı ve genel olarak dil konusundaki ilkelerde iki başlılık olmamalıdır. Bu iki başlılığa bir örnek: Şu an itibariyle TDK tarafından ‘Hristiyan’ yazılması kabul edilen bu sözcüğün yazımı DİA tarafından ‘Hıristiyan’ şeklindedir. Herhangi bir yazıda ilki kullanılırken dini metinlerde DİA’nın benimsediği şekli kullanılmaktadır. Bir dilde iki ayrı kurumun yazım kurallarıyla ilgili karar alması yanlıştır.

Okuduğum ilmi-fikri-edebi kitap ve yazılarda çokça gördüğüm, göze batan bazı ‘ufak tefek’ yanlışlar üzerinde durmaya çalışacağım bu yazımda, bütün yazarların affına mağruren. Neden? Çünkü bir yazıdaki görüş ve düşünceler ne kadar değerli olursa olsun yazım ve noktalama yanlışlarıyla dolu olduğunda, en hafif tabirle akıllara şu gelmektedir: ‘Daha doğru düzgün yazmayı, noktalama işaretlerini nasıl-nerede kullanması gerektiğini bilmiyor ama yazmaktan da geri kalmayan bir cahil cesaretine sahip. Bu kadar yanlış yaptığına göre demek ki okumuyor da!’

İlmi, fikri, edebi her alanda ‘Söz uçar yazı kalır.’ atasözü bir gerçek olduğundan, kalıcı olan yazılar daha iyi ve sağlam olsun diye bazı kurallara dikkat etmek gerekmektedir. İşte bu yazıdan amacımız son zamanlarda göze çok çarpmaya başlayan bazı yazım-noktalama kurallarına bir kez daha işaret etmektir.

Şöyle ki:

Dilimizde, bağlaç olarak kullanılan ‘ki, de, ve, veya, yahut, ile…’ gibi sözcüklerin önünde ve arkasında herhangi bir noktalama işareti kullanılmamalıdır.

Şart eki olan ‘-se, -sa’ virgül anlamını içerdiğinden bu ekten sonra virgül kullanılmamalıdır.  Ancak bu ekle gelen eş görevli sözcükler birden fazla olursa bu durumda virgül kullanılabilir.

Yüklemi niteleyen zarflardan sonra herhangi bir noktalama işareti gelmez. Eğer zarf görevli sözcükler birden çok ise bu durumda aralarında virgül kullanılır.

İkilemeler arasında virgül kullanılmamalıdır. ‘Sarp yollarda düşe kalka ilerliyorduk.’

‘de… de’, ‘hem… hem’, ‘ne… ne’ şeklinde tekrarlanan sözcükler arasında virgül kullanılmamalıdır.

Bir cümle ‘ne…ne…’ şeklinde kurulmuşsa bu iki edat o cümleyi ‘anlamca olumsuz’ yaptığından, o cümlenin yüklemi ‘olumlu’ olmalıdır.

‘bu’ işaret sıfatı içinde bulunulan gün anlamında kullanıldığında ‘bugün’ biçiminde birleşik yazılmalıdır.

Kısaltmalardan sonra gelen ekler büyük harfle yazılmışsa bunun kısaltma şeklinde okunduğu duruma göre ek getirilir. Örnek: DİB’de, TDK’de, TBMM’nin, ASBÜ’de, DİA’nın gibi. Dilimizde ‘kalın k’ bulunmadığı ‘ince ke’ harfi bulunduğu için son harfi ‘K’ olan kısaltmalarda ekler ‘ince ke’ sesine göre eklenmelidir.

Önüne sayı gelen tamlamalarda tamlanan tekil olmalıdır. Yanlış örnek: ‘Seçime giren 24 partilerin …’ (Seçim Kurulu başkanının konuşmasından). Doğrusu: ‘…24 partinin…’ olmalıdır.

Uzatma işareti kullanılmadığında başka bir anlama gelecek sözcüklerde bu işaret mutlaka kullanılmalıdır: Âdem, adem; âlem, alem; yâr, yar; kâr, kar, hâkim, hakîm gibi

Üç nokta eksiltili yani yarım cümlelerde ve örneklerin sürüp gideceği gösterilmek istendiğinde kullanılır. Örnek: ‘Ah dedemin unutamadığım o sözleri…’, ‘Erdemler: Doğruluk, saygı, sözünde durma, cömertlik…’

Sıfat yapım eki olan ‘-lı ve -sız’ ekleri de tıpkı diğer yapım ekleri gibi yeni sözcük türettiğinden herhangi bir noktalama işareti kullanılmaz. Yanlış örnek: Ankara’lı, Türkiye’li. Doğrusu: Ankaralı, Türkiyeli

Bağlaç olan ve bu nedenle ayrı yazılan ‘de, da’ asla ‘te, ta’ olmaz, bu ek ses uyumuna uymaz. Yanlış örnek: ‘O topluluk ta yavaş yavaş bozuldu.’ Doğrusu: ‘O topluluk da yavaş yavaş bozuldu.’ Yanlış: ‘Ashabıkehf’ten bir topluluk ta şöyle diyor’ Doğrusu: ‘Ashabıkehf’ten bir topluluk da şöyle diyor.’

Yazılı eserlerde bir konudaki yabancı sözcük yazılıp Türkçesi parantez içinde verilmemeli hatta gerekmeyen yerde yabancı dildeki karşılığı verilmemelidir. Bu yanlıştır. Yanlış örnek: ‘Bu öyküde diyalog (konuşma) çokça kullanılmıştır.’ (Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı) Doğrusu: ‘Bu öyküde konuşma (diyalog) çokça kullanılmıştır.’, ‘Bu öyküde konuşma çokça kullanılmıştır.’

Dilimizde, tek sözcükle verilen anlamın, iki sözcükle ifadesi bir anlatım kusurudur. Yanlış örnek: Hasta olmuş. Doğrusu: Hastalanmış: Yanlış: Tayin edildi. Doğrusu: Atandı

‘O’ işaret sıfatı veya zamiri olarak yalnızca cümle başında büyük harfle yazılır. Cümle ortasında ister işaret sıfatı ister işaret zamiri olsun her durumda küçük harfle yazılır. Allah ve elçisi için kullanıldığında da yine küçük harfle yazılır. ‘Allah’ım sana yöneldim, senin hoşnutluğun için bu işi yaptım.’ gibi cümlelerde Allah sözcüğü yerine kullanılan ‘sana, senin’ gibi zamirlerküçük harfle yazdığı halde ‘o’ zamirini büyük harfle yazmak şeklinde yaygın bir yanlış bulunmaktadır. Yanlış örnek: ‘Yüce Allah, O elbette gücüne sınır olmayandır.’ Doğrusu: ‘Yüce Allah, o elbette gücüne sınır olmayandır.’

Öznesi insan dışı varlıklardan olup çoğul olan cümlelerde yüklem tekil olmalıdır. ‘Bu konular ve başka konular, onun makalelerinde bulunmaktadırlar.’ (Bir doktora tezinden) Doğrusu: ‘Bu konular ve başka konular, onun makalelerinde bulunmaktadır.’

Çoğul ekleri, yapıca tekil anlamca çoğul cümlelerde kullanılmamalıdır. Yanlış örnek: ‘İnsanımız gerekeni yapacaklardır.’ Doğrusu: ‘İnsanımız gerekeni yapacaktır.’

Çoğul anlamı sıfatla verilen kelime tekil olmalıdır. Örnek: ‘Pek çok kitaplarını deve üstünde İstanbul’a getirmişti.’ (Bir profesörün kitabından) Doğrusu: ‘Pek çok kitabını deve üstünde İstanbul’a getirmişti.’

Ad kısaltmalarında eğer iki ad varsa bunlar birbirine bitişik olarak kısaltılır, soy adın harfi yazılırken arada bir boşluk bırakılır. Örnek: A.S. D.

Bu yazıda işaret ettiklerim son bir haftada okuduğum yazılarda dikkatimi çektiği için not aldığım yazım ve noktalama yanlışlarının küçük bir miktarıdır. Sözcüklerin yanlış seslendirilmesi, cümlenin yanlış kurulması, anlam ve anlatım bozuklukları ise bir yazıya sığmayacak, yazan ve konuşanların daha ciddi biçimde sık sık çalışmaları gereken konulardandır. Söyleyecek ve yazacak sözü olanların böyle çalışmaları yapmaları elbette gereklidir. Örnek: ‘Allah seni kendine getirdi.’ cümlesinde Allah onu zatına mı getirdi yoksa o kişinin kendisine mi getirdi, her iki şekilde de anlaşılabilecek bir anlam bulunmaktadır. Bu cümlenin ‘dolaylı tümleci’ net olmadığı için anlatım bozukluğu vardır ve uygun bir yöntemle giderilmelidir.

Ayrıca yazan ve konuşan kişiler, sözcük dağarcıklarını geliştirmek için de sürekli bir çabanın içinde olmalıdırlar. Diğer durumda, duygu ve düşüncelerini aktarabilmek için bildikleri sözcükler yetmeyebilecek, bu durumda da yabancı dillere başvurmak zorunda kalacaklardır. Konuşurken ve yazarken Türkçesi veya Türkçeleşmişi olan sözcükler yerine yabancısı kullanılmamalıdır. Çünkü yüzlerce yabancı sözcük, dilimizde bu anlamları karşılayan sözcük olmamasından değil, yazan ve konuşanların kendi dilinde bu anlamları karşılayan sözcükleri bilmemeleri veya bile-isteye yabancı sözcük kullanmaları nedeniyle yaygınlaşmaktadır.

Binlerce yıldır medeniyetler beşiği bir coğrafyada varlığını koruyan dilimiz, edebi ve bilimsel her türlü çalışmayı omuzlayacak yeterli sözcüğe sahiptir; yeter ki bu dili kullananlar onun değerini bilerek gelişip güçlenmesi için gereken çalışmaları yapsınlar. Birbirimizle konuşup anlaşmamızı sağlayan dilimizin gelişip güçlenmesi elbette çok önemlidir çünkü o, altında gölgelendiğimiz kökleri bin yıllara uzanan ulu bir çınar gibidir, gönül coğrafyamızın sınırlarını da o çizer. Bu nedenle dilimizi yabancı sözcüklerin işgalinden korumak için gerekli özeni göstermeli, gelişip güçlenmesi için üstümüze düşeni yapmalı, dilimizin kurallarını öğrenerek dili doğru kullanmaya gereken önemi vermeliyiz.

VİDEOLAR


Siz Diyorsunuz ki - Kur’an Diyor ki’(26.10.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur'an Diyor ki'(26.10.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)

Kur’an’ın Anlaşılması Önündeki Engeller ’Çeviri Sorunu’(02.11.2023)
Kur'an'ın Anlaşılması Önündeki Engeller 'Çeviri Sorunu'(02.11.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)

Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)

Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri  (23.04.2019)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri (23.04.2019)

Kadınlarla İlgili Gelenek Nasıl Oluştu? / Geleneğin Takma Bacakları (21.02.2021)
Kadınlarla İlgili Gelenek Nasıl Oluştu? / Geleneğin Takma Bacakları (21.02.2021)
Kur’an’a Göre Şirk (12.11.2020)
Kur'an'a Göre Şirk (12.11.2020)

Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-1 (29.10.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-1 (29.10.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-2 (29.10.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-2 (29.10.2020)

Şeytan ve Şeytanlaşmak-1 (22.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-1 (22.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-2 (22.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-2 (22.10.2020)

Cahil Kimdir? Cehalet Nedir? (15.10.2020)
Cahil Kimdir? Cehalet Nedir? (15.10.2020)
İlim Nedir? İlmi Ledün Nedir? (01.10.2020)
İlim Nedir? İlmi Ledün Nedir? (01.10.2020)

Erdemli İnsanın Özellikleri (24.09.2020)
Erdemli İnsanın Özellikleri (24.09.2020)
İnsan ve Seküler İnsan (17.09.2020)
İnsan ve Seküler İnsan (17.09.2020)

Karşı Cinsle Sınav Bağlamında Yusuf Suresi-2 (23-35 Ayetler) (20.06.2020)
Karşı Cinsle Sınav Bağlamında Yusuf Suresi-2 (23-35 Ayetler) (20.06.2020)
Tebliğ Ahlakı 3- Tebliğ Yöntemleri (16.05.2020)
Tebliğ Ahlakı 3- Tebliğ Yöntemleri (16.05.2020)

Tebliğ Ahlakı 4 - Emri Bil Ma’ruf Vennehyi Anil Münker (23.05.2020)
Tebliğ Ahlakı 4 - Emri Bil Ma'ruf Vennehyi Anil Münker (23.05.2020)
Tebliğ Ahlakı 1-Tebliğ Nedir? (09.05.2020)
Tebliğ Ahlakı 1-Tebliğ Nedir? (09.05.2020)

Tebliğ Ahlakı 2-Tebliğcinin Özellikleri (16.05.2020)
Tebliğ Ahlakı 2-Tebliğcinin Özellikleri (16.05.2020)
Kardeşlik Bağlamında Yusuf Suresi-1 (1-22. Ayetler) (13.06.2020)
Kardeşlik Bağlamında Yusuf Suresi-1 (1-22. Ayetler) (13.06.2020)

Kardeşlik Ayetleri (06.06.2020)
Kardeşlik Ayetleri (06.06.2020)
Toprak Ayetleri (30.05.2020)
Toprak Ayetleri (30.05.2020)

Ramazanla Hayatın Yeniden Programlanması ve Sabır-(Savm Ayetleri) (02.05.2020)
Ramazanla Hayatın Yeniden Programlanması ve Sabır-(Savm Ayetleri) (02.05.2020)
Darabehunne Bağlamında Hz. Eyyub’un Sapları (25.04.2020)
Darabehunne Bağlamında Hz. Eyyub'un Sapları (25.04.2020)
Joomla templates by Joomlashine