Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 28.06.2023
Ansızın yağmur yağar, yolcu yolda yorulur
Serin yeller estikçe yanan gönül durulur
Yağı, yağmalar beni; ağı, ana ağlatır
Yad-yadırgı gelince önce adı sorulur.
Yer çöker, sular gelir, kurulur yar başına
Çağ bulunca çağlar da iner çağlayan olur
Ulam ulam kıvrılır varır engin denize
Uzun yollar aşarken bir ses duyar da durur.
Engin deniz denilen dağların ötesidir
Coşup kabarsa bile dağı yarıp aşamaz
Cılgayı bulan suyun cılkı çıkar akmazsa
Kalırsa özlem dolu kucaklara varamaz.
Kırk gün kırk bir pınarın sularıyla yıkansa
Kirli bakıştan kalan yıkıntı onarılmaz.
Uz elli uzman benim diye eline alsan
Yürekteki kırıklar, em olmadan sarılmaz.
Yanarken ulu dağlar parıldar yalçın kaya
Seslensem sesim döner, yankılar yanıt olur
Kendimle konuşurken düşüncem aydınlanır
Susamam, sustuğumda sözlerim ağıt olur
Yabancı anlayamaz benim gönül ağrımı
Çağırdığım türküyü yüreksizler duyamaz
Ben kayarken tutan el yarık yarın başında
Çeker kendime beni tükenmeme kıyamaz.
Kimsesizim demem hiç, sen varsın, bilirim ben
Ta özümden gözüme, gönlüme dek akarsın
Bir gün yolu yitirip soğukta yalnız kalsam
Karanlıkta köz olur yüreğimi yakarsın.
Bilirim sesli-sessiz her ne desem anlarsın
Bu son düşüşüm derken yine umut olursun
Gizli-saklı ağlarken elinle koymuş gibi
İçimin kuytusunda gelip beni bulursun.
Yaylamıza gelirse sana değen esinti
Bin çiçek arasından kokunu bilmez miyim?
Gönlüm konağın olur, buyur gel, kapım açık
Demiştin ya bana sen: ‘Gel desen gelmez miyim?’
‘Gel desen gelmez miyim?’
‘Gel’ desen…
…
(Em: Kırığa ve çatlağa sürülen ilaç. Emlemek: Kırığa ilaç sürmek. Örnek: Çatlak testiyi emledim.)