Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 29.12.2023
İnsanın ‘dünyanın geçici bir sınanma yeri’ olduğunu unutması, gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemesi gibidir. Geri kalan tüm değerlendirmeleri de bu yanlış üzerine yapılandıracağından yanlış olacaktır. Her insana da bir gün ‘İçinizden ayetlerimi size anlatan ve bugün ile karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?’ (En’am 6/130) denilecektir. Çünkü insana ‘beşerden elçi, kitaptan elçi, evrendeki olay ve durumlardan elçi, her gün biraz daha ağaran saçları, yıpranan bedeni gibi kendi fiziksel varlığından elçi, yerlere ve göklere ait varlıkların yasalarından elçiler’ sürekli gelmiştir. Ancak insanın kendisini doğru yola yönlendirmesi için önüne serilen ayetler karşısındaki tavrı ise ‘Göklerde ve yerde nice ayetler vardır, onlar bunların yanından yüz çevirerek çekip gitmektedirler.’ (Yusuf 12/105) şeklinde betimlenmektedir. İnsanların çoğu, kendilerine sunulan tüm bu uyarıcı ayetler üzerinde düşünmeden; bu ayetlerin hangi sözü insanın ruhuna, kalbine, aklına, duygularına fısıldadığına kulak vermeden yaşamayı daha çok tercih etmektedirler.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 13.12.2023
Ucuz Adam
Önde giden arabanın ardından yavaş yavaş sanki onu izler gibi gidiyordum. Acelem yoktu. Arabanın radyosunu açtım, kısa süre haber dinledikten sonra duyduğum haberlere dayanma gücümün kalmadığını düşünerek kanalı değiştirdim. Bizim oralardan bir türkü çalıyordu. Ben de koşuldum türküye. Sağımda bakımlı büyük bir park, solumda dört-beş katlı evler, ortada benim gitmekte olduğum geniş, düzgün, bakımlı yol. Araçları yavaşlatmak amacıyla yerleştirilmiş iki setten başka yolun üzerinde hiçbir girinti-çıkıntı yoktu.
Oldum olası sağında solunda ağaçlar, çiçekler bulunan yolları sevmişimdir. Yavaş yavaş gidişim belki de duygularıma iyi gelen bu görsel güzelliğin tadına daha çok varmak isteğindendi. Önümdeki arabanın markasına baktım, fiyatını tahmin etmeye çalıştım, yapamadım çünkü bu konuda hiçbir bilgim yoktu ancak epeyce pahalı olduğunu anlayabiliyordum. Arabayı kullanan yandaki camı açtı, arabanın küllüğünü yolun ortasına boşalttı, az sonra içilip buruşturulmuş bir meyve kutusunu ardından da buruşuk bir kâğıt mendili yola fırlattı.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 23.11.2023
MÜSLÜMANLIK BUDUR İŞTE
Ankara'dan Bir İyilik Hareketi
Ağustos ayının ortalarında, bir sabah namazı sonrası, sitenin bahçesindeki mescitten ağır adımlarla evlerine dönen birkaç kişi, korunaklı bir yer olan sitenin bahçesindeki bir ağacın altında bir karaltı fark ettiler. Merakla oraya doğru yöneldiler. Ağacın altında biri uyumaktaydı. Selam vererek seslendiler, uyandırdılar. Yüzünden hırsız veya evsiz olmadığı anlaşılıyordu. Sordular, durumunu öğrendiler. Annesi kanser hastasıymış, sitenin yakınındaki onkoloji hastanesinde tedavi görmekteymiş. Kısa süre yanında kalmış, sonra parası azalana kadar ucuz bir otelde kalmış, daha sonra hastanenin bahçesinde kalmaya başlamış. Ancak oradan da hastane görevlileri, bekçiler dışarıya çıkarınca, o da etrafa bakmış, bu sitenin bahçesini korunaklı bulmuş, bahçesinde bir mescit bulunmasını da burada yaşayanlar iyi insanlardır, diye yorumlayarak içeriye giren birilerinin arasına katılıp o da girmiş bahçeye, birkaç gecedir burada kalıyormuş. Onu dinleyenler, şaşkın bakışlarla birbirlerine bakakalmışlar.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 18.11.2023
1. Vahyin Anlaşılmak Amacı
Tüm insanlığın yaratıcısı olan Allah, Kur’an’da, yarattığı insanlara ilahî bilgiyi göndermesiyle ilgili bize şu dört ayetle dört önemli açıklama yapmaktadır:
1. ‘Biz elçi göndermedik hiçbir toplum bırakmadık.’ (Fatır 35/24)
2. ‘Biz her elçiyi kendi toplumunun diliyle gönderdik.’ (İbrahim 14/4)
3. ‘Rabbin, başkentlerine ayetlerimizi okuyacak bir elçi göndermedikçe, onları helâk etmiş değildir.’ (Kasas 28/59)
4. ‘Eğer biz bu Kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik onlar kesinlikle, “Ayetlerinin açıklanması gerekmez miydi? Bir Arap'a yabancı bir dille söylenir mi?” diyeceklerdi.’ (Fussilet 41/44)
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.11.2023
Ecel Nedir: Allah tarafından, yaratılmış her varlık için önceden belirlenmiş yaşam süresi ve bu sürenin sonudur. Bu sözcük aynı zamanda, Allah'ın nesneleri ve olayları özellikle sorumluluk doğuran eylemleri, zamanı gelince yaratması anlamında da kullanılır.
Kur’an’da Ecel Sözcüğünün Kullanıldığı Anlamlar: Bu sözcük Kur’an’da türevleriyle birlikte elli beş kez yer almıştır. Ayetlerde ‘ecel’ sözlük anlamına uygun şekilde; bir sürenin sonu (Bakara 2/231, 232), borcun ödenme zamanı (Bakara 2/282), doğum vakti (Hac 22/5),ölüm vakti (Aʿrâf 6/34), belirlenmiş ve geçerli süre (Kasas 28/28), kâfirlerin helâk zamanı (Aʿrâf 6/185), boşanan kadının bekleme süresi (Bakara 2/231), azap ve yaptırım uygulama anı (Nûh 71/4) anlamlarında kullanılmıştır.
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 25.10.2023
Yedi iklim üç kıtada
Yurdu talan edilmiş bir annenin çığlığıdır bu!
Dokuz davul dokuz yerde vurunca
Dokuz tuğ dikilince dokuz yere
Bilesin ki ayağa kalkmışımdır o zaman
Bilesin ki zulmün başı bedenine fazladır
Erdem çağının en soylu başı, baş olur başımıza…
Ama sen düştüğün ihanet kuyularında
Arama sakın beni!
Karıştı duygularım
Bir kıyamet sahnesi mi bu?
Her canlının kökünün kazındığı bu yerde!
‘Kimin başına kopacak bu kıyamet?’ deme!
Kimin başına kopacağı belli, düşmanın, koptu da!
Ancak bil ki yaptığın yanlışlarının
Ve yapman gerekirken yapmadıklarının
Bu kaygısızlığının, bilinçsizliğinin
Ateşi dokunacaktır sana da!
Ve senin
Yüreğin işgal edilmeseydi
İşgal edilebilir miydi yurtlarımız?
Sırt sırta savaşsaydık
Koymasaydın beni tek başıma yedi düvele karşı…
Yoksa düşman hançeriyle ölmezdim ben
Sen çağırmasaydın Haçlıyı Medine’ye
Çiğnetmeseydin harimi ismetimizi İngiliz’e
Ağlamazdı bugün mazlumlar ‘Kimse yok mu?’ diye!
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 17.10.2023
KADER: Ezeli vakitten başlayıp ebediyete kadar olmuş olan ve olacak şeylerin zamanının, yerinin ve nasıl olacağının Allah tarafından bilinmesini ifade eder. Gücü yetmek, ölçü ile yapmak, bir varlığın fiziksel yapısını, niteliğini, kıymetini belirlemek, ölçüyü azaltmak gibi anlamlara da gelir. Kaza ise Allah’ın daha önceden bilip takdir etmiş olduğu durumların zamanı geldiğinde ortaya çıkarılması, verilen kararın uygulanmasıdır.
Kur’an’da Kader ve Takdir Sözcüklerinin Geçtiği Bazı Ayetler
"Gerçekten Biz, her şeyi bir kadere/ölçüye göre yarattık." (Kamer 54/49). "O kasabalar arasında gelip gitmeyi takdir ettik." (Sebe 34/18). "Ancak onun karısının kalanlar arasında olmasını takdir ettik." (Hicr 15/60). “Sonra bir kader üzerine buraya geldin ey Musa!" (Tâhâ 20/40). Allah, her dişinin neyi taşımakta olduğunu, gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksiltip neyi arttıracağını bilir. Onun katında her şey bir ölçüye/miktara bağlıdır. (er-Ra‘d 13/8). “O, gökten bir kadere göre su indiren." (Zuhruf, 43/11). "O, her şeyi yarattı, bir takdire göre düzenledi." (Furkan, 25/2). “Güneşi aydınlatıcı, ayı ışıklı yapan, yılların sayısını ve hesabını takdir edebilesiniz diye ona menziller belirleyen Allah’tır.” (Yûnus 10/5). “Sabahı aydınlatan odur. Geceyi dinlenme, güneşi ve ayı birer hesap ölçüsü kılmıştır. Bu sınırsız güç ve bilgi sahibi olan Allah’ın takdiridir.” (el-En‘âm 6/96). (Bkz: Fussilet 41/10, 12; Müzzemmil 73/20; Vâkıa 56/60; Abese 80/19)
Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.10.2023
Kıyamet nedir: Tek tanrılı dinlere göre dünyanın sonu ve ölenlerin dirilip toplanacağı zamandır. Dünya düzeninin bozulması ve dünya üzerindeki hayatın sona ermesi demektir. Bu sözcük deyim olarak ‘gürültü patırtı, gürültülü karışıklık, kötü olay’ anlamlarında da kullanılır.
Kur’an’a göre kıyamet ve vakti: Evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst olarak yok olması, yok olan ve ölen varlıkların yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kaldırılması ve toplanması demektir. Lokman 34’te: ‘Kıyamet saatinin bilgisi yalnız Allah’ın katındadır.’ denilerek bu vaktin bilgisinin yalnızca Allah’a ait olduğu ve ansızın kopacağı ifade edilmektedir. Kıyamet vaktinin bir ilkeye göre belirlenmesi ve her suça hemen ceza verilmemesiyle ilgili ilahi yasa şöyledir: "Öyleyse inançsızlar, kendilerine mühlet vermemizin haklarında sakın daha hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara ancak günahlarının artması için mühlet veriyoruz. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır!" (Âl-i İmrân178). “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden (hemen) cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.” (Nahl, 61).