35 YILLIK ÖĞRETMENİN EV ALMA HİKÂYESİ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 15.05.2022

Hamit Bey, merkeze uzak bir köyde dünyaya gelmiş, okumuş ve öğretmen olmuş, beş çocuklu biriydi. Yaşam öyküsünü özetleyerek şimdi oturduğu eve nasıl sahip olduğunu şöyle anlattı.  

- Ben, ailemin en büyük erkek çocuğu ve ilk erkek torunuyum. Bizim köyde bulunan ilkokula mevsimlik öğretmenler gelirdi. Bunlardan biri de beni okuttu. O dönemde köyün muhtarı olan dedemin konuk odasında, köy halkından bir toplulukla otururken öğretmenim Yılmaz Bey, dedeme şöyle dedi:

- Hasan Amca, köydeki bazı çocukları okutmanızı tavsiye ederim. Bunlar zeki, akıllı, anlattığımı hemen kavrayan çocuklar. Bunlar okursa bir meslek sahibi olur, okumazlarsa zekâlarına yazık olur.

Dedem, sakince dedi ki:

- Merkez bizim köye uzak biliyorsunuz, nasıl okutalım?

- Okuyabilecek çocukların hepsine birden bir ev tutarsınız, yanlarına sırayla aile büyüklerinden birileri gidip çocukların yemeğini yapar, ihtiyaçlarını giderir. Ben de böyle okudum zaten.

Dedem yine sordu:

- Kimleri okuyabilir görüyorsunuz Yılmaz Bey?

Sonrasını Hamit Bey şöyle anlattı:

- O gün Yılmaz Bey, aralarında benim de bulunduğum yedi, sekiz erkek çocuğu saydı. İlkokulu bitirdikten dedem, onun tavsiyesine uyarak isteyen ailelerin çocuklarını götürüp merkezdeki ortaokula kaydettirdi. Yine öğretmenimin dediği gibi bize ilde bir ev tutuldu, anne veya ablalarımız da sırayla gelip yemeklerimizi yaptılar, çamaşırlarımızı yıkadılar. Zaman içerisinde okulu bırakıp köye dönenler oldu. Dört tanemiz öğretimimizi lise ve ardından üniversitede sürdürüp tamamladık. Ben de öğretmen oldum. Dedemin ısrarı üzerine (ölmeden benim düğünümü görmek istiyormuş) daha üniversite öğrencisiyken köydeki akrabalardan birinin kızıyla evlendim. Allah, beş çocuk verdi. Yıllardır onların yetişmesi, eğitimi için uğraşıp duruyorum. Farklı yerlerde öğretmenlik yaptım, sonunda kendi ilime buraya atandım. Buraya geldikten bir süre sonra ‘Mademki kendi ilime geldim, artık bir ev alayım da kendi evimde oturayım.’ diye niyetlendim. Şehirde dolaşmaya başladım. Benimle birlikte ilkokul okuyan arkadaşlarımla da karşılaştım. Çok şaşırdığım bir durum ortaya çıktı. Öğretmenimin zeki bulmayıp ‘Bunlar okuyamaz’, dediği kim varsa farklı işler yapmışlar, bazıları yurt dışına gitmiş ve bunların neredeyse hepsi ‘zengin’ denilmeyi hak edecek konuma gelmişlerdi. Dolaştığım yerlerde bunlara ait koca koca apartmanlar ve bazı sitelerde yedi-sekiz dairesi bulunanlar vardı. Onlar da evlenmiş ve benim çocuklarım gibi çocukları olmuştu. Uzun süre gezdim, ev fiyatları o kadar yüksekti ki benim ‘Bunlar zeki değil, okuyamazlar’ denilen arkadaşlarımın evlerinden bir tanesinin yarısını bile almaya gücüm yetmiyordu. İlk defa o günlerde onları ve kendimi, hepimizin yaşam koşullarımızı, yaşadığımız yılları karşılaştırmaya başladım. Hatta bunu eşlerimiz adına bile yaptım. Onların çoğunun karısının bile kendine ait bir arabası vardı. Ben ise daha yakın tarihlerde epece borçlanarak ucuz bir araba almıştım. Emekli olsam, emekli ikramiyem bile onların kullandığı arabaların fiyatının çeyreği ancak ederdi. Maaşım da onlara ait evlerden birinin aylık kirası kadardı.

Hamit Bey bana dönerek:

- Hocam, sizce de bu işte bir terslik yok mu?

Cevap vermedim. Hamit Bey konuşmasını sürdürdü.

- Geçen yıl babam hakkın rahmetine kavuştu. Biraz tarla vardı, kardeşlerimle dedik ki paylaşırsak dönümleri çok azalır, ekip dikmeye değmez; tapuda paylaşsak bile sırayla gidip ekelim de uğraştığımıza değsin. Paylaştıktan sonra tarlaları ekme sıramızı belirlemek için kura çektik. İlk sıra bana düştü. Babamın ne kadar arazisi varsa hepsini ekmeye, bağını bahçesini gelir getirebilecek ne varsa o şekilde kullanmaya çalıştım. Hasadı kaldırınca arabayı da sattım, burasının yerini aldım. Sonra da hasat parasına hanıma ait altınları da ekleyerek burasının kaba inşaatını yaptırdım. Sıva, boya, elektrik, su vs. gibi geri kalan işleri de borçlanarak yaptırdım. Olduğu kadar oldu işte. En azından bizim dediğimiz, kirasız kafamızı sokacağımız bir evimiz oldu.

Bahçesinde kurban kestiğimiz, şehrin kenarında, dışı sıvasız, bahçe duvarı yapılmamış eve baktım. Zengin gönüllüydü Hamit Bey, dedesi ve babası da öyleymiş. Bunu bana Hamit Bey’in aile büyüklerini tanıyan kendi büyüklerim söyledi. Yedi ortak onun bahçesinde bir inek kurban kesmiştik. Kurbanı kestikten sonra etlerimizi alıp gitmek istediğimiz halde bize ızgara et-köfte yapıp yedirme konusunda çok ısrar edince biraz daha kaldık. İçeri girince doğrusu gerçekten üzüldüm. Evin farklı yerlerinde hocanın okuduğu bir sürü kitap ve eskiliğini bağırarak ilan eden eşyalar vardı. 35 yıllık bir öğretmenlik hayatı… Olmaz. Böyle olmamalı. Bir toplumun medeniyet düzeyi, silah teknolojisinden, yollarından, köprülerinden, elektronik seviyesinden çok çok daha önce iki ana konuda kendisini gösterir: • Öğretmenlerin toplumdaki konumundan • Kadınların toplumdaki konumundan

Ben şimdi, kendi toplumuma bakarak bunları nasıl değerlendireyim? Değerlendirmek istemiyorum. Hamit Bey’in pişirdiği etleri yedikten sonra kalkmaya hazırlanırken bana döndü, dedi ki:

- Hocam, bazı şeylere ve özellikle ekonomik bakımdan yaşadığımız zorluklara çok içerliyordum, biliyorsunuz.

Nasıl bilmezdim, ben de en az onun kadar içerliyordum. Hatta yakın tarihte benim de bir ev alma girişimim olmuştu. Onunla yaşıttık, ben de 35 yıllık birikimimi, bu arada aldığım küçük bir evi de satarak bir araya getirdiğim halde yine de oturulabilir kendimize yetecek bir ev alamıyordum. Durumu gören kızım, bize süresiz olarak birikimimiz kadar ‘borç’ vermek istemiş ve bizi bir ev alma konusunda hem motive hem ikna etmişti. Biz de ev arayışına başladık. Bu süreçte epece kişiyle muhatap olduk. Ev aramalarımız esnasında içime en çok batan şöyle bir olay olmuştu: Uzaktan tanıdığım bu işlerle uğraşan birine gitmiştik eşimle birlikte. Bir sürü ev yaptırıyor bir taraftan da satışıyla ilgileniyordu. O kadar çok yerde yaptırmakta olduğu ev vardı ki önce bize nereden ev almak istediğimizi sordu. Ardından ne kadar birikimimiz olduğunu, evi nasıl almayı düşündüğümüzü sordu. Ben de açık yüreklilikle anlattım. İki öğretmen olarak 35 yıllık birikimimiz, sattığımız küçük evimiz ve kızımızın bize vereceği paranın toplamını söyledim. Beni dinledi, az durduktan sonra bana ve eşime bakarak ağır ağır dedi ki: - Hocam, bizim yeni yaptığımız evleri almaya sizin paranız yetmez. Siz en iyisi ikinci el evlere bakın!’ Biraz üstten baktığını hissetsem de adamın kötü bir niyeti yoktur diye düşündüm ama ne kadar üzüldüğümü de anlatamam. O, hiçbir eğitimi olmayan ve başladığı cümleyi düzgünce tamamlayamayan biri; ben de yıllarca öğretim görmüş, sonraki yıllarda da yine hep okuyup yazmakla meşgul olmuş bir öğretmendim. Bu ülkede karı-koca olarak 35 yıl öğretmenlik yapmış, çocuk sayısı da 2 olan bir aileydik yani çocuk masrafımız da herkese göre azdı ve biz düşündüğümüz ortalama değere sahip muhitlerden bile oturulabilir bir ev alamıyorduk. Ayrıca, şimdi sayısı belirsiz evi olan bu adamın,  daha önce daha lisede okurken eşime talip olan biri olduğunu, ilerleyen süreçte öğrenmenin derin acısını ayrıca anlatmaya da gerek yoktur herhalde. Aklımdan, eşimin onu kabul etmediği için pişman olup olmadığı geçti. Bunu sormadım, sorsam sanki bana: 'Evet ya adamı böyle zengin olmuş görünce çok pişman oldum.' mu diyecekti sanki. Bana olan sevgi ve saygısına inanıyor, güveniyordum ama… Neyse Hamit Bey’in son sözlerine dönelim, cümlesini şöyle sürdürdü:

- Geçenlerde beraber okuduğumuz amcaoğlum Ümit’le konuştuk bu durumları. Ona da yaşadığımız durumların anormalliğinden biraz söz ederek: ‘Biz okuduk da ne oldu? Hayat standardımıza bak, okumayanlara muhtaç durumdayız.’ dedim. Her zamanki gibi bir süre sessiz kaldı, sonra uzunca her zamanki gibi gülümseyip dedi ki:

- Peki, sen yaşadığın tüm olumsuzluklara rağmen onlarla yer değiştirmek, o kişilerin şu andaki şahsiyetleriyle onların yerinde olmak ister miydin? Sen istiyorsun ki şu andaki kişiliğinle onların zenginliğine sahip olasın. Oysa bu çoğu zaman mümkün olmaz. Yani Allah hem aklı, fikri, derin kavrayışı hem de zenginliği sana versin. E bu da adaletsizlik olmaz mı? Demek ki bazen birini seçmek gerekiyor. Seç bakalım birini…

- Niye seçmek zorundayım yani bunlar birlikte olamaz mı?

- Ara sıra belki yüzde ya da binde bir olur ama… Ama o da işte… İç çayını iç!

VİDEOLAR


Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev’ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev'ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)

İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
Kur’an’da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)
Kur'an'da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)

Allah’ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah'ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)

Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Kur’an’a Şirk Koşmak.(07.03.2024)
Kur'an'a Şirk Koşmak.(07.03.2024)

Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Rasulullah’ın Kur’an’la İlişkisi (22.02.2024)
Rasulullah'ın Kur'an'la İlişkisi (22.02.2024)

Kur’an’a Göre ’insanların çoğu’ (15.02.2024)
Kur'an'a Göre 'insanların çoğu' (15.02.2024)
Kur’an’a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)
Kur'an'a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)

Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Kur’an’da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)
Kur'an'da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)

Sorumluluk Bilinci, Kur’an’a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
Sorumluluk Bilinci, Kur'an'a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)

Kur’an’ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Kur'an'ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)

Allah’ın Orduları (07.12.2023)
Allah'ın Orduları (07.12.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)

Siz Diyorsunuz ki - Kur’an Diyor ki (26.10.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur'an Diyor ki (26.10.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)

Kur’an’ın Anlaşılması Önündeki Engeller ’Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Kur'an'ın Anlaşılması Önündeki Engeller 'Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)

Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)

Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri  (23.04.2019)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri (23.04.2019)
Joomla templates by Joomlashine