Hayat Kuyuda / Huzur İslam’da Mı?

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 17.10.2022

İnsanların çoğu sanırlar ki ‘kuyuya atılmak’ masallarda ya da Hz. Yusuf öyküsünde kalmıştır. Oysa insanlar dünya adlı bir kuyuda çırpınmaktadırlar. Çoğu kere de ne masallardaki gibi bu kuyunun ötesinde peri padişahının ülkesi vardır ne de kuyudan çıkabilmek için bir yol bulabilirler. İnsanların bir kısmı, gönül dünyasını sürekli depremlere uğratan istikametini kaybetmiş ‘toplum’ adlı bir kuyuda çırpınmaktadırlar. Ne kendileri içinde yaşadıkları topluma uyum sağlayabilirler ne de toplumu dönüştürmeye güçleri yeter. İnsanların bir kısmı da huzursuzluk ve mutsuzluğun hâkim olduğu ‘aile/evlilik’ adlı bir kuyuda çırpınmaktadırlar. Bunların da çoğu ne bu girdaptan çıkabilir ne de burada yaşamaya razı olurlar. İnsanların bir başka kısmı ise kendisine, kendisini ve hayatı değerli hissettiren bir dava bulamamanın, hayatı doğru konumlandıramamanın başıboşluk ve anlamsızlık denizinde tutundukları yılanların zehriyle uyuşarak yaşadıkları kimliksizlik-kişiliksizlik adlı bir kuyuda çırpınmaktadırlar. Bunlar da ne sorunun tam olarak farkındadırlar ne de bu sorunu giderebilme güçleri olduğu bilincine sahiptirler.

İnsana, yaşadığı sınavların bir merhalesi olan hayatın ‘kuyu’ sürecini anlamlı kılmak ve acıları katlanılır düzeyde tutabilmek için ‘kutsal/laştırılmış amaçlar’ gereklidir. Kutsal amaçlar, bir kuyunun dibinde zincirli insan için kanat gibidir. Zincirleri nedeniyle uçamayacak durumda olsa bile uçabileceğini bilmek insanı sakinleştirir. Çünkü böylece kişi, zincirine mahkûm olmaktan -isterse- kurtulabileceğini ve bu nedenle ‘sıradan bir kişi’ olmadığını düşünür. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura doğru götürebilir. 

‘Sıradan bir kişi’ olmanın dayanılmaz acısı, insanı ‘herkesten başka olmak’ için uğraşmaya yönlendirir. Böylece kişi, kendi türküsünü yazıp seslendirmek ister. Ancak bu da ne kolaydır ne de herkes için mümkündür. Çünkü hem ilke hem söz hem güç hem karar hem eylem hem uğruna adanmaya değer bir yol hem yoldaş hem de yol gösterici gerektirir. Bu merhalede ‘karar’ vermiş olmak önemlidir. Çünkü karar, kişiyi eyleme geçmeye yöneltir ve gelecek için umut verir. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura doğru götürebilir. 

Hayatın herhangi bir merhalesinde kendi adına böyle bir yola çıkan kimse, karşılaştığı zorlukların ilki olarak ‘sözü, dinlenmeye değecek kişi’ yokluğundan şikâyetçidir. Oysa ‘kendisine söz söylenmeye değecek kişi’ de çok azdır. Sözün değerini bilenler için ‘sözü dinlenecek kişi’ gibi ‘kendisine söz söylenecek kişi’ de çok değerli ve gereklidir. Kendisine söz söylenmeye değecek kişi, sözü dinler, doğru anlamaya ve gereğini yapmaya çalışır. Bu yaklaşımı, ona yol gösterir, yol açar, yolunu aydınlatır. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura doğru götürebilir. 

Ancak dünya hayatının bir cilvesi olarak genellikle kimilerinin mutluluğu kimilerinin mutsuz olmasıyla mümkün olduğundan dünyada kimse için tam anlamıyla mutluluk mümkün olmayacaktır. İşte bu nedenle herkesin hayatında, başkaları eliyle veya etkisiyle oluşmuş mutsuzluklar, sorunlar bulunacaktır. Kişinin kendisi için istedikleri de başkalarını mutsuz edebilecektir. Bir kişi kendi mutluluğu için başkalarından ne kadar az kişiyi mutsuz ederse bu onun için o kadar iyidir. Çevresindekilerinin durumu kişiye çarpan etkisiyle döneceğinden, onları mutlu etmeye hiç olmazsa mutsuz etmemeye çalışmak önemlidir. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura doğru götürebilir. 

İnsanın mutsuzluğuna neden olan somut etkenler/bedensel gereksinimler giderildiğinde, kişiyi etkileyen soyut gereksinimler ve durumlar daha bir belirginleşir. Belirginleşen bu soyut nedenlerle insan, -bilinçli olmadığı takdirde- kendi eli-ayağıyla kuyusunu/bataklığını derinleştirebilir. Bilindiği gibi kimse kişiye kendisi kadar zarar veremez ancak bunu insan genellikle iş işten geçince anlar. Bu nedenle kişi, hayatının güzel yanlarını görmeye çalışarak yaşadığı sürecin çamurlaşmış alanı üzerinde tepinmekten ne kadar vaz geçerse bu onun için o kadar iyidir. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura doğru götürebilir. 

Pek çok kimse de kendisini, çevresindekilerin mutlu etmesi gerektiğini düşünür. Oysa bu mümkün değildir. Çünkü mutluluk, her zaman kişinin içinden dışına doğru yayılan bir duygu durumudur. Bu nedenle mutsuz kimseleri veya mutsuz olmaya karar vermiş kimseleri mutlu etmenin imkânı yoktur. İnsanı mutlu ve mutsuz eden, içinde yaşadığı koşullar ve etrafındaki kişilerden çok kendi mizacıdır. Kişinin bunu anlaması, çevresindeki kişileri doğru konumlaması bakımından son derece önemlidir. Bunu anlamak kişiyi, gözlerini, kendisini mutlu etmelerini beklediği kişilere diktiği bir kısır döngüye mahkûm olmaktan kurtarır. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura götürebilir.

Her insanın mutluluğu, kendisini ‘var ve anlamlı’ hissettiği soyut-somut bedeninin varlık merkezlerine göre değişebilir. Şöyle ki: Beyin merkezli bir kişi bilgiyle ve öğrendikçe mutlu olur. Kalp merkezli bir kişi düşünüp anladıkça mutlu olur. Mide merkezli bir kişi yedikçe mutlu olur. Bel altı merkezli bir kişi, cinsellikle mutlu olur. Ayak merkezli bir kişi gezdikçe mutlu olur. İnsanlar, bu açılardan kendileri gibi olmayanlarla birliktelikten hoşlanmadıkları gibi mutluluk nedenleri farklı olan kişilerin birbirini anlaması da çok mümkün değildir. Kişinin kendisini ve başkalarını bu açılardan tanıması, kendisinin ve çevresindekilerinin neyle mutlu olacağını bilmesi onu doğru davranmaya yönlendirir. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura götürebilir.

Evren; insan, hayvan, bitki, taş, toprak, hava, su, ses, ışık gibi varlıklardan oluşmaktadır. Bunlardan canlı varlıklar dediğimiz ‘bitki-hayvan-insan’ üçlüsü ‘yeme-içme, üreme’ özelliklerinde; ‘hayvan ve insan’ ikilisi ise ‘yeme, içme, barınma, korunma, üreme’ özelliklerinde ortaktır. İnsan, kendisini bitki ve hayvandan ayıran yanlarıyla insandır ve değerlidir. Kendisini hayvanlarla eşit olduğu konumdan yukarıya çıkarmayan kimseler; gönüllerini, vicdanlarını huzura erdirecek anlamlardan ruhlarını yoksun bırakmış olurlar. Bunlar, bedenlerini doyurmuş, gönüllerini-vicdanlarını-ruhlarını aç bırakmışlardır. Bu nedenle insan, kendisini hayvanlardan farklı kılan yanlarını doğru şekilde tespit ettiğinde, yaratılış amacına ve insanlık erdemine uygun eylemler için gönül ve vicdanını huzurlu kılarak ruhunu besleyecek yol ve yöntem aramaya başlayacaktır. İşte bu da kişiyi mutluluğa ve huzura götürebilir.

Tüm bunlardan sonra şu soruyu sormak gerekir:  Müslüman olduğu iddiasında olanların dillerinden düşürmedikleri, her yere yazıp astıkları bir söz vardır: ‘Huzur İslam’da’. Huzur İslam’da ise Müslümanlar neden bu kadar huzursuz ve mutsuz?

  1. İnandıklarında samimi mi değildirler?
  2. Samimi olarak inandıkları İslam mı değildir?
  3. İslamlığın insanlık olduğunun farkında mı değildirler?
  4. ?

VİDEOLAR


Kur’an’a Şirk Koşmak.(07.03.2024)
Kur'an'a Şirk Koşmak.(07.03.2024)
Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)

Rasulullah’ın Kur’an’la İlişkisi (22.02.2024)
Rasulullah'ın Kur'an'la İlişkisi (22.02.2024)
Kur’an’a Göre ’insanların çoğu’ (15.02.2024)
Kur'an'a Göre 'insanların çoğu' (15.02.2024)

Kur’an’a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)
Kur'an'a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)
Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)

Kur’an’da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)
Kur'an'da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)
Sorumluluk Bilinci, Kur’an’a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
Sorumluluk Bilinci, Kur'an'a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)

İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)
Kur’an’ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Kur'an'ın Aile Önerileri (21.12.2023)

Cihad Nedir? (14.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)
Allah’ın Orduları (07.12.2023)
Allah'ın Orduları (07.12.2023)

Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur’an Diyor ki (26.10.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur'an Diyor ki (26.10.2023)

Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Kur’an’ın Anlaşılması Önündeki Engeller ’Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Kur'an'ın Anlaşılması Önündeki Engeller 'Çeviri Sorunu (02.11.2023)

Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)

Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)

Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri  (23.04.2019)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri (23.04.2019)
Kadınlarla İlgili Gelenek Nasıl Oluştu? / Geleneğin Takma Bacakları (21.02.2021)
Kadınlarla İlgili Gelenek Nasıl Oluştu? / Geleneğin Takma Bacakları (21.02.2021)

Kur’an’a Göre Şirk (12.11.2020)
Kur'an'a Göre Şirk (12.11.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-1 (29.10.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-1 (29.10.2020)

Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-2 (29.10.2020)
Hz. Meryem Örneğinde Kadın Hakları-2 (29.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-1 (22.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-1 (22.10.2020)

Şeytan ve Şeytanlaşmak-2 (22.10.2020)
Şeytan ve Şeytanlaşmak-2 (22.10.2020)
Cahil Kimdir? Cehalet Nedir? (15.10.2020)
Cahil Kimdir? Cehalet Nedir? (15.10.2020)
Joomla templates by Joomlashine