Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 11.05.2022

YENİ BİR HAYAT

-           Hocam, dedi kız öğrenci, proje ödevi için belirlediğiniz kitap pahalıymış, başka bir kitap söyleseniz.

-           Ne kadarmış?

-           70 lira

-           Baban ne iş yapıyor?

-           Babam yok hocam.

-           Öldü mü?

-           Hayır, Suriye’de kaldı.

-           Siz nasıl geçiniyorsunuz?

-           Abim çalışıyor.

-           Kaç kardeşsiniz?

-           10 kardeşiz.

Babalarının neden Suriye’de kaldığını merak ederek sordum:

-           Baban, ÖSO’ya mı (Özgür Suriye Ordusu) katıldı?

-           Yok hocam, dedi ve anında gözleri nemlendi, babam daha biz Suriye’deyken yeniden evlenip bizden ayrılmıştı.

-           Siz neden buraya geldiniz, savaştan mı?

-           Yok hocam, yeni bir hayat için…

Son günlerde bazı yabancı öğrencilerimden bu cümleyi duyuyorum: Yeni bir hayat! Ne demek yeni bir hayat? İsteyen herkes yeni bir hayat kurabiliyor mu acaba? Ben de yeni bir hayat kurabilir miyim mesela? ‘Yeni bir hayat kurmak’ ya da ‘Hayatı yeniden kurmak’ Bu iki cümlede yaptığım sadece bir iki sözcüğün yerini değiştirmek mi?

GÜLÜMSEMEK

Hızlı hızlı konuşuyordu:

İnsan mutlu olup olmamayı kendi ister. Ne kadar mutlu veya mutsuz olacağını da kendi belirler. İnsanını yüzünde gülme kasları vardır. Gülümsemek doğal olandır, surat asmak, hep kızgın ve gerilimli olmak, özel çaba ve güç ister. Aydınlık yüz, ışıldayan gözler, gülümseyen yüzler, parlayan bir ışık… İşte bu görüntü, yaratılışın güzelliklerini gören ve yaşamın güzelliklerini önceleyen kişinin yüzüdür. Tersi de tersinin.

Tam ağzımdan: ‘Peki sende neden bunların hiçbir yok?’ sözü çıkacaktı ki kendimi tuttum. Hep söylendiği gibi: Bileği ile bıçak aynı işi göremezmiş. Bilmek, yapabilmek olamamıştır çoğu kere.

EVLAT ACISI

Heyecanla konuşuyordu kız öğrenci:

-           Hocam inanın yaşama gücüm tükendi, evlat acısı gibi çöktü içime.

-           Sen ne biliyorsun evlat acısın?

-           Biliyorum hocam, bebeğimin kolu kopmuştu.

Öğretmen anlamadan bakarken genç kız gülerek konuşmasını sürdürdü:

-           Yani oyuncak bebeğimin hocam!

DELİ SORULAR

Hangi ülkenin vatandaşı olmak isterdiniz? Hangi millete mensup olmak isterdiniz, neden? Dünyaya gelmeme, yaratılmama imkânınız olsaydı hiç yaratılmamak ister miydiniz? Ölünce nereye gideceğinizi düşünüyorsunuz? Siz önce ölürseniz eşiniz kimle evlensin, arabanızı, giyeceklerinizi ne yapalım? Çocuklarınız? Yoksa herkesten önce ölebileceğinize inanmıyor musunuz?

Nasıl ölmek istersiniz? Nerede ölmek istersiniz? Ne zaman ölmek istersiniz? Neyi yapmadan ölürseniz gözünüz açık gider? Bir hakkınız daha olsa yeniden yaşamak ister miydiniz? Kötü huylarınızı sayar mısınız? Çirkin özellikleriniz nelerdir? … Sizin kendinizden hoşnut olmadığınız onca yanınız varken neden herkesten kocaman hoşnutluklar, sevgiler, aşklar istiyorsunuz? Kendinizi herkesten istediğiniz o hoşnutluğa, sevgiye, aşka gerçekten layık görüyor musunuz?

KENDİNİZİ ÇOK MU BEĞENİYORSUNUZ?

Öyle mi, gerçekten mi çok beğeniyorsunuz?

Birisi sizin hayatınıza bakıp Müslüman olabilir mi ya da oldu mu mesela? Aile ilişkilerinize imrenerek sizin gibi olmak isteyen oldu mu hiç? Evlilik öncenize dönseniz eşiniz yine sizinle evlenir miydi? Çocuklarınızın seçim şansı olsaydı anne veya baba olarak sizi seçerler miydi? Siz kendiniz olmak ister miydiniz yoksa elinizde imkân olsa kendinizi değiştirir miydiniz? Şu an bildiklerinizi önceden bilseniz aynı hayatı yaşar mıydınız? Geriye dönseniz neyi nasıl yapmak isterdiniz?

- …

- Ama bu kadar çok şeyi değiştirmek isterken kendinizi beğendiğinizi söylemeniz ne kadar doğru?

ECEL

Kaç zamandır hasta olan ve ölümü beklenen kadın sabaha doğru kötüleşti. Uzun zamandır kocasının özenli bakımı ve ilgisiyle yaşıyordu. Çocukları sabah erkenden ambulans çağırdılar. Akşama doğru düzelince geri eve döndüler. Onlar gelmeden babaları uzandığı yerde ölmüştü.