Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 12.05.2024
Günü gelince ben de gideceğim dünyadan
‘Yavrum!’ diye seslenen bir sesim olmayacak
Sızlayacak burnunun direği bayramlarda
‘Annem!’ diye gittiğin bir kapın kalmayacak.
Nazar olmuştur diye nas-felak okuduğum
Anı düşlerken elin, elimi arayacak
‘Rabbim koru, esirge! Âmin!’ diye yüzüne
Üflerken yanakların nefesimi duyacak.
Bilmem ki ulaştı mı bitmeyen dualarım
Merhametli gönlünün ağrıyan yanlarına
Gülümserken dudağın gözlerin ıslanacak
‘Kahve severdi annem’ derken yakınlarına.
Düşlerden ayılırken gerçeğin kucağında
Belki de yokluğumda yokluğumu duyacak
Beni üzdüğün anlar aklına geldiğinde
Pişmanlık acısıyla yüreğin sızlayacak.
Çocukların olacak kucağında, yanında
Bazen bana benzetip benden söz edeceksin
Unutuş ülkesine kanat açan anılar
Yola düşüp giderken yanında gideceksin.
Alışıp yokluğuma yılları sayamazsın
Bir sıcaklık ararsın mezar taşıma gelip
Evrenin yasası bu, gelen gitmek zorunda
Yaşamaya devam et, yaşlı gözünü silip.
‘Unutmak mı ne mümkün, anne olsan bilirsin
Ölsem seni unutmam!’ derdim ve unutmadım.
Haşır neşir olunca hesap-kitap zor yavrum
Diyeceğim ki orda: ‘Helal sana her hakkım.’
Hoşnutluk makamına ‘Buyur’ edip denirse:
‘Hep yoruldun, gel artık yaşa hiç yorulmadan’
Derim ki: ‘Rabbim bana bu lütfunu tamamla
Hiçbir yer cennet olmaz, çocuklarım olmadan’
Bütün parlak yıldızlar üzerimde doğarken
Başımı kaldıramam şükür secdelerimden
Üzüntüsüzlük yurdu, demek böyleymiş meğer
Yaşadığım mutluluk okunsun gözlerimden. (A. D.)