Şayna’yla Elfeyna,
Dün gece evcilik oynuyorlardı
Evlerini hazırladılar, yemek yediler
Çay içtiler, misafir ağırladılar
Hayal kurdular sonra
Ve büyüdüler…
Ben bir türkü tutturmuşsam, iyiyim demektir,
Türküyle ağlıyorsam, kavrulmaktayım
İşte o zaman beni bırakın kendi halime
Belki de gözyaşlarım ateşimi söndürecektir.
Şayna’yla Elfeyna,
Dün gece bize geldiler
Oturduk sabaha kadar
Sohbet ettik, dua ettik, ağladık
Çıkmazları döktük bir bir ortaya
Bir yol aradık…
Ben kitapların arasına saklıyorsam kendimi
Kendimle körebe oynayıp, bulamıyorsam
Herkese teselli verip, kendimi avutamıyorsam
Dualar edin, belki bir ağzı dualı, görecektir yerimi.
Şayna’yla Elfeyna,
Bu sabah bizden gittiler
Arkalarından su döktüm, hurafe olsun diye
Su gibi gidin, su gibi olun, dedim
Umutlarımızı paylaştık cömertçe, sonuna kadar
Güzel bir gelecek beklentimiz var
Birbirimizin ellerini yıkadık
Ayaklarını da…
Benim yolum ayaklarıma uygun değilse
Ayaklarım suçlu değil
Kafam ve gönlüm ayrı telden çalıyorsa
Ben suçlu değilim… şu güneş yüzünü gösterse
Şayna’yla Elfeyna,
Çok uzaklara gitmişler
Çünkü buralarda boğazlarına sarılmış eller
Gittikleri yerde bir hudayinabit
Bir gül gibi yetişmişler…
Onlar kaç kuşaktır edilen duaydılar
Belli ki kabul edilmişler
Onlar kaç kuşaktır yükselen sedaydılar
Belli ki yükselmişler…
Güneş doğmadan uyandık ve ayıldık
Evimizdeymişler.