Herkes duramaz tek başına ayakta
Dedin ki: Ben beni bildim bileli duruyorum
Fikir veriyor bana, sorduğum, sormadığım
Karşıdan pek mi şaşkın görünüyorum?
Hâlbuki bilen bilir, yolumda gidiyorum
Dahası ne kâğıt helva ne elma şekeri istiyorum
Anla artık beni ey sırlarını sinesinde taşıyan.
Sen bu dünyada bir yerlerde olsan
Ben, bir helâk geçidinin tam ortasında
Yeter bana. Avunabilirim karşılaşmak umuduyla
Açar belki senelerdir hiç açmayan menekşe.
Gönlüm çiçeği okşarken, aldatılsam, kullanılsam
Üzülür müyüm? Evet, biraz
Ama pişman olmam.
Bakışları kirletilmiş bu çağdaş Gomore’de
Sevgi linç edilip, şefkat asıldıktan sonra
Varsın taş üstünde taş kalmasın.
Kalpleri haşyetten titremeden el açanlar
Kime, neden yöneldiklerini biliyorlar mı?
Aynalar anlatsa eskiden gösterdiklerini
Kızaracak bir yüz bulabilir miyim acaba?
Yedibeyzasız baltalar kıramıyor putları
Toplamıyor şaşkınları şirkin vadilerinden
Ruhun makamı beden, bedenin dünya
Geldin, gitmeden gördüklerin say ki bir rüya
Gözünü aç gör, kapa gör; hangisi gerçek
Sen git artık bana ninni söyleme
Uyurum kendim. Bu gece de elbet bitecek.
Kendini karanlıkta benim gibi görmedin
Ey kendine zalim olan uykusuz çiçek
Bu cenabet şehirleri hangi tufan arıtır
Yaş dökmeden ağla, sözsüz şarkılar söyle
Okşanırken bencilliği, kölesine tapanların
Bir şey kalsın ortada, tek bir şey ayan-beyan
Nerede:‘Perde açılsa yakinim artamaz.’buyuran.
Dürülür zaman, toplanır gerçek, saklanır yalan
‘Emre itaatsizdir.’ yazmış, bu oyuncak tanrılar
Yazmadığım okunmuş, demediğim dinlenmiş
Saman kâğıtta sicilim, ben okurken ağladı.
Beni anlamadılar: ‘La’ dedim, ‘illa’ dedim
Doğruya ‘Doğru’ dedim, gerçeğe ‘Peki’ dedim
Başı göğe ermedi, âlemin omzunda yükselenin.
Akrebin emzirdiği sinelerin ardında
Özgürlük ilan eden köleyken gönül
Kemal tutar zevalinin elinden
Dediler: Haddini aşan zıddına döner.
Uyan ve kalk, dön istediğin yere
Bütün yollar inerek ya da çıkarak gidilir
Uzaklarda ne ararsan özünde bekletilir.
Kendisi olmak nedir, kendisi olmamak ne
Zafer nedir en çirkin bakışa göre
Ne fısıldıyor kulaklara ibnüzzaman
Varlığı rahmet olan bir el sarsa da yaraları
Nasıl unutulur çekilen acılar
Olgunluk zirvesine merdiven de olmamışsa
Üstelik sen de yoksan orada
Bir müstear ad ardına saklasam da kendimi
Bilen bilir, duyan anlar ki benim
Yıllar surete tapanların aşkını öldürürken
Göster yardan değil, candan nasıl geçilir
Bilirsin, ben de subaşında vurulmadım,
Evet. Ölüm de bir ödüldür, yaşayana verilen
Evet. Vakit var hayallere eğer ölmediysen.